Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
add the label
be haughty
at (someone)
Historia
Frases
Significados de
"at (someone)"
en diccionario turco inglés : 3 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Colloquial
1
Colloquial
at (someone)
expr.
(biriyle) kavgalı
2
Colloquial
at (someone)
expr.
(biriyle) çekişme/anlaşmazlık içerisinde
3
Colloquial
at (someone)
expr.
(birinin) tepesinde/ensesinde
Significados de
"at (someone)"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
be mad at (someone)
v.
(birine) kızgın olmak
Tom wants to know why Mary
is mad at
him.
Tom, Mary'nin ona neden
kızgın olduğunu
bilmek istiyor.
More Sentences
Phrasals
2
Phrasals
laugh at someone
v.
birine gülmek
Everyone
laughs at someone
who makes a mistake.
Herkes hata yapan
birine güler.
More Sentences
3
Phrasals
yell at someone
v.
birine bağırmak
If you want to
yell at someone,
yell at me.
Birine bağırmak
istiyorsan, bana bağır.
More Sentences
4
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı direnmek
Fight back
against the oppression of the ruling elite.
Yöneten seçkinlerin zulmüne
karşı direnin.
More Sentences
5
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak
I
gazed at
the sea for hours.
Saatlerce denize
baktım.
More Sentences
General
6
General
look daggers at someone
v.
birine öfke ile bakmak
7
General
shoot back at someone
v.
birinin ateşine karşılık vermek
8
General
look at someone askance
v.
birine yan bakmak
9
General
dig (at someone)
v.
taş atmak
10
General
direct criticism at someone
v.
eleştiriler yöneltmek
11
General
keep looking at someone every so often
v.
durup durup bakmak
12
General
shout at someone
v.
birisine bağırmak
13
General
stick one's tongue out at someone
v.
dilini çıkarmak
14
General
stick one's tongue out at someone
v.
birine dilini çıkarmak
15
General
stick one's tongue out at someone
v.
dil çıkarmak
16
General
gaze at someone in astonishment
v.
şaşkınlıkla bakmak
17
General
gaze at someone in astonishment
v.
hayretle bakmak
18
General
get at someone
v.
üstüne varmak
19
General
be surprised at someone
v.
birisine hayret etmek
20
General
flash a smile at someone
v.
birisine gülümsemek
21
General
flash a smile at someone
v.
gülücük atmak
22
General
bark something at someone
v.
bağırarak söylemek
23
General
bark something at someone
v.
bağırıp çağırmak
24
General
bark something out at someone
v.
bağırarak söylemek
25
General
bark something out at someone
v.
bağırıp çağırmak
26
General
aim a gun at someone
v.
birisine nişan almak
27
General
aim a gun at someone
v.
birisine silah doğrultmak
28
General
fling something at someone
v.
birine bir şey atmak/fırlatmak
29
General
fight back at someone
v.
birine karşı kendini savunmak
30
General
frown at someone
v.
birine kaşlarını çatmak
31
General
goggle at someone
v.
birine bakakalmak
32
General
goggle at someone
v.
birine gözlerini dikip bakmak
33
General
snap finger at someone
v.
birine parmak şıklatmak
34
General
snarl at someone
v.
birine hırlamak
35
General
growl at someone
v.
birine hırlamak
36
General
hack away at someone
v.
birini doğramak
37
General
chop at someone
v.
birini doğramak
38
General
giggle at someone
v.
birine kıkır kıkır gülmek
39
General
heave a snowball at someone
v.
birine kartopu atmak
40
General
throw a snowball at someone
v.
birine kartopu atmak
41
General
throw something at someone
v.
birine bir şey atmak
42
General
heave something at someone
v.
birine bir şey atmak
43
General
hit back at someone
v.
birine vurarak karşılık vermek
44
General
be offended at someone
v.
birine küsmek
45
General
shake one's finger at someone
v.
birine parmağını sallamak
46
General
shake one's finger at someone
v.
birine parmak sallamak
47
General
nark at someone [nz]
v.
yakınmak
48
General
nark at someone [nz]
v.
kafa ütülemek
49
General
be disappointed at someone or something
v.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak
50
General
be disappointed at someone or something
v.
birine/bir şeye kırılmak
51
General
be disappointed at someone or something
v.
biri/bir şey karşısında hüsrana uğramak
52
General
be disappointed at someone or something
v.
birine/bir şeye bozulmak
Phrasals
53
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
54
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
başının etini yemek
55
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
56
Phrasals
pound away (at someone)
v.
eleştirmek
57
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) saldırmak
58
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru hamle/atak yapmak
59
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) hücum etmek
60
Phrasals
prod at someone
v.
birini dürtmek
61
Phrasals
howl at someone
v.
birine bağırmak
62
Phrasals
jaw at someone
v.
birine nutuk atmak
63
Phrasals
carp at someone
v.
birisini eleştirmek
64
Phrasals
level something at someone
v.
birine bir şey (silah vb) doğrultmak
65
Phrasals
throw something at someone
v.
birine bir şey atmak
66
Phrasals
honk at someone
v.
birine korna çalmak
67
Phrasals
talk at someone
v.
biriyle konuşmak
68
Phrasals
hoot at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
69
Phrasals
poke at someone
v.
birini dürtmek
70
Phrasals
hoot at someone
v.
birine bağırmak
71
Phrasals
jab something at someone
v.
birini bir şeyi ile dürtmek
72
Phrasals
hurl something at someone
v.
birine bir şey fırlatmak
73
Phrasals
sneeze at someone
v.
birine doğru hapşırmak
74
Phrasals
toss something at someone
v.
birine bir şey atmak
75
Phrasals
slash out at someone
v.
bıçakla saldırmak
76
Phrasals
shout at someone
v.
birine bağırmak
77
Phrasals
rush at someone
v.
birine doğru koşmak/saldırmak
78
Phrasals
run out at someone
v.
birine saldırmak
79
Phrasals
hiss at someone
v.
birini ıslıklamak
80
Phrasals
lash at someone
v.
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
81
Phrasals
carp at someone (about someone or something)
v.
birisine bir şey hakkında şikayette bulunmak
82
Phrasals
roar at someone
v.
birine gülmek
83
Phrasals
hiss at someone
v.
birine terslenmek
84
Phrasals
prod at someone
v.
birine hafifçe dokunmak
85
Phrasals
lecture at someone
v.
birisine nutuk çekmek
86
Phrasals
keep at someone about something
v.
başının etini yemek
87
Phrasals
guffaw at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
88
Phrasals
murmur at someone
v.
birine homurdanmak
89
Phrasals
jaw at someone
v.
birinin üstüne fazla gitmek
90
Phrasals
scowl at someone
v.
birine kaşlarını çatarak bakmak
91
Phrasals
sneak a peek at someone
v.
birine gözünün ucuyla bakmak
92
Phrasals
steal a glance at someone
v.
birine gözünün ucuyla bakmak
93
Phrasals
poke at someone
v.
birine hafifçe dokunmak
94
Phrasals
sling something at someone
v.
birine bir şey atmak
95
Phrasals
heave something at someone
v.
birine bir şey atmak
96
Phrasals
stab at someone
v.
birini bıçaklamak
97
Phrasals
roar at someone
v.
birine kükremek
98
Phrasals
talk at someone
v.
birine bir şeyler söylemek
99
Phrasals
wave at someone
v.
birine el etmek/sallamak
100
Phrasals
spring at someone
v.
birinin üzerine atlamak
101
Phrasals
lob something at someone
v.
birine bir şey atmak
102
Phrasals
rebel at someone
v.
birine isyan etmek
103
Phrasals
jump at someone
v.
birinin üzerine atlamak
104
Phrasals
rant at someone about something
v.
bir şey hakkında birisine içini dökmek/dert yanmak/sızlanmak
105
Phrasals
nod at someone
v.
birisine kafa sallamak (olumlu)
106
Phrasals
hurl something at someone
v.
birine bir şey atmak
107
Phrasals
quail at someone
v.
birisinin karşısında korkudan sinmek
108
Phrasals
hoot at someone
v.
birini yuhalamak
109
Phrasals
jest at someone
v.
biriyle dalga geçmek
110
Phrasals
howl at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
111
Phrasals
keep at someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
112
Phrasals
howl at someone
v.
birini yuhalamak
113
Phrasals
squirt something at someone
v.
birine bir şey püskürtmek
114
Phrasals
scowl at someone
v.
birine kaş çatmak
115
Phrasals
mouth off at someone
v.
birine sözle karşılık vermek
116
Phrasals
jab at someone
v.
birini dürtmek
117
Phrasals
pitch something at someone
v.
birine bir şey atmak
118
Phrasals
scream at someone
v.
birine bağırmak
119
Phrasals
cavil at someone
v.
dırdır etmek
120
Phrasals
nip at someone
v.
ısırmak
121
Phrasals
gnaw at someone
v.
içini kemirmek
122
Phrasals
bite at someone
v.
ısırmak
123
Phrasals
cavil at someone
v.
kusur bulmak
124
Phrasals
smirk at someone
v.
pis pis sırıtmak
125
Phrasals
blaze away (at someone)
v.
yaylım ateşine tutmak
126
Phrasals
pound away (at someone)
v.
(birisine) (sopayla/copla vb.) vurmak
127
Phrasals
pitch something at someone
v.
(reklam kampanyasında) belli bir grubu hedeflemek
128
Phrasals
gnaw at someone
v.
yiyip bitirmek
129
Phrasals
tug at someone
v.
(birinin paçasından vb.) çekiştirmek
130
Phrasals
stare at someone
v.
(gözlerini dikip) birine bakmak
131
Phrasals
mouth off at someone
v.
(birine veya biriyle ilgili olarak) söylenmek
132
Phrasals
hiss at someone
v.
(yılan) birine tıslamak
133
Phrasals
come out at someone
v.
üstüne saldırmak
134
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
asılmak
135
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
asılıp çekmek
136
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
yüklenmek
137
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
ısrarla dikkatini çekmeye çalışmak
138
Phrasals
curse at (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) küfretmek
139
Phrasals
curse at (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) sayıp sövmek
140
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak
141
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
birine ya da bir şeye bıçak saplamak
142
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesmek
143
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesip çıkarmak
144
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesip atmak
145
Phrasals
cut at (someone or an animal)
v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak
146
Phrasals
cut at (someone or an animal)
v.
birine ya da bir hayvana bıçak saplamak
147
Phrasals
jest at someone
v.
birine şaka yapmak
148
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye küfretmek
149
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye lanet okumak
150
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye sövüp savmak
151
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye beddua etmek
152
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye kötü söz söylemek
153
Phrasals
cut at someone or something
v.
birini veya bir şeyi bıçakla yaralamak
154
Phrasals
cut at someone or something
v.
birini veya bir şeyi bıçaklamak
155
Phrasals
cut at someone or something
v.
birine veya bir şeye bıçakla saldırmak
156
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birini veya bir şeyi bıçakla yaralamak
157
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birini veya bir şeyi bıçaklamak
158
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birine veya bir şeye bıçakla saldırmak
159
Phrasals
direct something at someone or something
v.
bir şeyi birine veya bir şeye yöneltmek
160
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye ağzı açık bakakalmak
161
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye ağzı bir karış açık bakmak
162
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye hayretle bakmak
163
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkınlıkla bakmak
164
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye hayretle bakmak
165
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkınlıkla bakmak
166
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye bön bön bakmak
167
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye alık alık bakmak
168
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkın şaşkın bakmak
169
Phrasals
head someone or something at someone or something
v.
birini veya bir şeyi birine veya bir yere yöneltmek
170
Phrasals
head someone or something at someone or something
v.
birini veya bir şeyi birine veya bir yere yönlendirmek
171
Phrasals
jest at someone
v.
(birine) gülmek
172
Phrasals
jest at someone
v.
(biriyle) alay etmek
173
Phrasals
lash back at someone
v.
birine sözle veya şiddetle karşılık vermek
174
Phrasals
lash back at someone
v.
birine aynı şiddette cevap vermek
175
Phrasals
lash back at someone
v.
birine karşı saldırıya geçmek
176
Phrasals
lash back at someone
v.
birine karşı misilleme yapmak
177
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek
178
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) aynı şiddette cevap vermek
179
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) karşı saldırıya geçmek
180
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) karşı misilleme yapmak
181
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir şeyin) başına geçmesine izin vermek
182
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek
183
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir kişiye veya bir şeye) vurmasına izin vermek
184
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir kişiyi) dövmesine müsaade etmek
185
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiye veya bir şeye vurmasına izin vermek
186
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyi dövmesine müsaade etmek
187
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyi rahatsız etmesine izin vermek
188
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyle uğraşmasına müsaade etmek
189
Phrasals
look down at (someone or something)
v.
aşağıdaki (birine veya bir şeye) bakmak
190
Phrasals
look down at (someone or something)
v.
başını aşağı eğerek (birine veya bir şeye) bakmak
191
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birine) küçümseyerek bakmak
192
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) küçümsemek
193
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) aşağı görmek
194
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) hor görmek
195
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) küçük görmek
196
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) hakir görmek
197
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birine) tepeden bakmak
198
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru sendelemek
199
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru yalpalamak
200
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru sallana sallana yürümek
201
Phrasals
make something at someone
v.
birine el kol hareketi yapmak
202
Phrasals
make something at someone
v.
birine hareket çekmek
203
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle belli hareketlerle selamlaşmak
204
Phrasals
make something at someone
v.
birine eliyle
205
Phrasals
make something at someone
v.
başıyla işaret vermek
206
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle işaretleşmek
207
Phrasals
make something at someone
v.
birine kaş göz etmek
208
Phrasals
make something at someone
v.
birine kaş göz işareti yapmak
209
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle bakışmak
210
Phrasals
make something at someone
v.
birine göz süzmek
211
Phrasals
make something at someone
v.
birini kesmek
212
Phrasals
make something at someone
v.
birine pas vermek
213
Phrasals
make something at someone
v.
birine baygın baygın bakmak
214
Phrasals
make something at someone
v.
birine hayran/işveli bakışlarla bakmak
215
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (birine/bir yere) dokunmak
216
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine/bir yere) pati atmak
217
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (bir yeri) eşelemek
218
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (birini/bir yeri) tırmalamak
219
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) avuçlamak
220
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) avuçla kavramak
221
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) avuçla dokunmak
222
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) hoyratça dokunmak
223
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(bir şeyi) kapmak
224
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kaba bir şekilde tutmak
225
Phrasals
rap at (someone)
v.
(rap müziğinde biriyle) alay veya kötüleme içerecek şekilde kafiyeli atışmak
226
Phrasals
rap at (someone)
v.
birine dis atmak
227
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) çürütmek
228
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) bozmak
229
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) parçalamak
230
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içi içini yemek
231
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içi içini kemirmek
232
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içini kurt yemek
233
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru koşmak
234
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru atılmak
235
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şey nedeniyle) kaçmak
236
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şeyden dolayı) kaçışmak
237
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şey yüzünden) terk edip gitmek
238
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birine bir şey) atmak
239
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birine bir şey) fırlatmak
240
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birinin) önüne para atmak
241
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birini) yemlemek
242
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) alay etmek
243
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) dalga geçmek
244
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) kafa bulmak
245
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) maytap geçmek
246
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) gırgır geçmek
247
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birini) tiye almak
248
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) eğlenmek
249
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birinin) taklidini yapmak
250
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birini) alay konusu yapmak
251
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birine) fırça çekmek/atmak
252
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) azarlamak
253
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) paylamak
254
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) eleştirmek
255
Phrasals
throw something at someone
v.
(birine bir şey) atmak
256
Phrasals
throw something at someone
v.
(birine bir şey) fırlatmak
257
Phrasals
throw something at someone
v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak
258
Phrasals
throw something at someone
v.
(bir şeyi bir şeye) doğru fırlatmak
259
Phrasals
throw something back at someone
v.
bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek
260
Phrasals
throw something back at someone
v.
bir problemi birine geri paslamak
261
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) güçlü darbeler indirmek
262
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) tekme tokat dövmek
263
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kamçılamak
264
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kırbaçlamak
265
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) allah yarattı dememek
266
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kıyasıya dövmek
267
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
268
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) bodoslama dalmak
269
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) şiddetli eleştirmek
270
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) sorularla sıkıştırmak
271
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) bir güzel paylamak/azarlamak
272
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birine) iyice giydirmek
273
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) çekmek
274
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) eteğinden çekmek
275
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) çekiştirmek
276
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) bağırarak söylemek
277
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) haykırarak söylemek
278
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
bağırmak
279
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
haykırmak
280
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryat koparmak
281
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryadı basmak
282
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
yüksek sesle seslenmek
283
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
duyurmak için bağırmak
284
Phrasals
lash back (at someone or something)
v.
istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak
285
Phrasals
lash back (at someone or something)
v.
dişinin doldurulmasına başka şeyler düşünerek dayanmak
286
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) içini kemirmek
287
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) aklını kemirmek
288
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) yiyip bitirmek
289
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) aklını yiyip bitirmek
290
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) zihnini meşgul etmek
291
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) canını sıkmak
292
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birine) dert olmak
293
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) rahat bırakmamak
294
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) endişelendirmek
295
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) öğütmek
296
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) ezmek
297
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) ufalamak
298
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birinin) kafasını ütülemek
299
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) vır vır etmek
300
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) dırdır etmek
301
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) söylenip durmak
302
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) kusur bulup durmak
303
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli eleştirmek
304
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) durmadan şikayet etmek
305
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) iğneleyip durmak
306
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) sürekli sataşmak
307
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli kötülemek/küçümsemek
308
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli küçük/hor görmek
309
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) çok çalışmak
310
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kendini adamak
311
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kendini iyice vermek
312
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kafa yormak
313
Phrasals
yell at (someone or something)
v.
bir şeyi bağırarak anlatmak
314
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) bağırmak
315
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) bağırıp çağırmak
316
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) sert çıkmak
317
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) kaba bir şekilde söylemek
318
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) sert bir şekilde bağırmak
319
Phrasals
bark at someone or something
v.
birine/bir şeye havlamak
320
Phrasals
bark at someone or something
v.
birine/bir şeye ürümek
321
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmak
322
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çakmak
323
Phrasals
toss at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) atmak
324
Phrasals
toss at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fırlatmak
325
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birine) dalmak
326
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne çullanmak
327
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne saldırmak
328
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne hücum etmek
329
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin romantik/seksüel açıdan) ilgisini kazanmaya çalışmak
330
Phrasals
toss at (someone)
v.
(romantik/seksüel olarak biri) tarafından fark edilmeye çalışmak
331
Phrasals
toss at (someone)
v.
(romantik/seksüel olarak birini) etkilemeye çalışmak
332
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak
333
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz atmak
334
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dik dik bakmak
335
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözünü dikip bakmak
336
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir parçası görünmek
337
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir kısmı görünmek
338
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) belli belirsiz görünmek
339
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
bir şeyin arkasından/altından (birine/bir şeye) kısmen görünmek
340
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yer yer görünmek
341
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
bir şeyin arkasından (birine/bir şeye) yer yer belli olmak
342
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kendini beğenmiş bir şekilde gülümsemek
343
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) alaycı bir şekilde gülmek
344
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) küçümseyici bir şekilde gülümsemek
345
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) küçük görmek
346
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tepeden bakmak
347
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hor görmek
348
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birini/bir şeyi koklamak
349
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birinin/bir şeyin kokusunu almaya çalışmak
350
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birini/bir şeyi yabana atmak
351
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birine/bir şeye burun kıvırmak
352
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi eleştiri hedefine almak
353
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye iğneleyici eleştiriler yöneltmek
354
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye kötücül eleştirilerde bulunmak
355
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi eleştirilerin odağı/hedefi yapmak
356
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye saldıran küçük eleştiriler yöneltmek
357
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi iğnelemek
358
Phrasals
swipe at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yumruk savurmak/sallamak
359
Phrasals
swipe at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmaya çalışmak
360
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) çimdikleyip durmak
361
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) mıncıklamak
362
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çimdikler atmak
363
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
364
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) hata bulmak
365
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) kusur bulmak
366
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birine/bir şeye) söylenmek
367
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli rahatsızlık vermek
368
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli canını sıkmak
369
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli aklını kurcalamak
370
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli acı vermek
371
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli sıkıntı vermek
372
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek
373
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) duygu durumunu bozmak
374
Phrasals
aim something at someone or something
v.
birine/bir şeye bir şey doğrultmak
375
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye yöneltmek
376
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye nişan almak
377
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) nişan almak
378
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hedef almak
379
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğrultmak
380
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yöneltmek
381
Phrasals
aim something at someone or something
v.
birine/bir şeye bir şey doğrultmak
382
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye yöneltmek
383
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye nişan almak
384
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) nişan almak
385
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hedef almak
386
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğrultmak
387
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yöneltmek
388
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak
389
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak
390
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak
391
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıçramak
392
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru atlamak
393
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıçramak zıplamak
394
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birine) çıkışmak
395
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birini) azarlamak
396
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
397
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) arka arkaya ateş etmek
398
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tekrar tekrar ateş etmek
399
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) silahla taramak
400
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi düşünmeden söylemek
401
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi ağzından kaçırmak
402
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi yumurtlamak
403
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi açık etmek
404
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi aniden söylemek
405
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kızmak
406
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinirlenmek
407
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) darılmak
408
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kırılmak
409
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birini/bir şeyi) eleştirmek
410
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birine/bir şeye) kusur bulmak
411
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birini/bir şeyi) yermek
412
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek
413
Phrasals
clutch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakalamak
414
Phrasals
clutch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tutmak
415
Phrasals
come at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek
416
Phrasals
come at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek
417
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne gelmek
418
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne fırlatılmak
419
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne yağmak
420
Phrasals
come out at someone or something
v.
çıkıp birine/bir şeye saldırmak
421
Phrasals
come out at someone or something
v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
422
Phrasals
come out at someone or something
v.
ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
423
Phrasals
come out at someone or something
v.
birden birine/bir şeye saldırmak
424
Phrasals
come out at someone or something
v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
425
Phrasals
cut away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bıçakla saldırmak
426
Phrasals
cut away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bıçakla karşı koymak
427
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) hızla çıkmak/fırlamak
428
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) fırlamak
429
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak
430
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dürtüklemek
431
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kurcalamak
432
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) taş atmak
433
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yermek
434
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) taşlamak
435
Phrasals
drive at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek
436
Phrasals
drive at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru sürmek
437
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) yavaş yavaş tüketmek
438
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) ufak ufak tüketmek
439
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) için için yemek
440
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) içten içe rahatsız etmek/üzmek
441
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(bir şeyi) aşındırmak
442
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(bir şeyi yıpratmak
443
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
444
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı koymak
445
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı koymak
446
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
447
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı direnmek
448
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek
449
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tekrar ateş açmak
450
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı ateş açmak
451
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
ateşe ateşle karşılık vermek
452
Phrasals
fire back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
453
Phrasals
fire back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
454
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) aydınlatmak
455
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye bir şeyle) ışık tutmak
456
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca (bir şey) göstermek
457
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir an için (bir şey) göstermek
458
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak
459
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çullanmak
460
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak
461
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
462
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak
463
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çok sinirlenmek
464
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(biri/bir şey) yüzünden küplere binmek
465
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çok kızmak
466
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kötü kötü bakmak
467
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hoşnutsuz bir şekilde bakmak
468
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kaşlarını çatıp bakmak
469
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sert sert bakmak
470
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tasvip etmemek
471
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) onaylamamak
472
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) burun kıvırmak
473
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) uygun bulmamak/görmemek
474
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
475
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye söylenmek
476
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye sızlanmak
477
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye söylenip durmak
478
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birini/bir şeyi devamlı azarlamak
479
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye sıkıntı vermek
480
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şaşkınlıkla bakakalmak
481
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(biri/bir şey) karşısında şok olmak
482
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şaşakalmak
483
Phrasals
gaze around at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakınmak
484
Phrasals
gaze around at (someone or something)
v.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek
485
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakınmak
486
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek
487
Phrasals
get at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) ulaşmak
488
Phrasals
get at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yetişmek
489
Phrasals
get at (someone)
v.
(birini) sinir etmek
490
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) sinirini bozmak
491
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) canını sıkmak
492
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) üstüne gitmek
493
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) rüşvetle, torpille önünü kesmek
494
Phrasals
get at (someone or an animal)
v.
(birine/bir hayvana) saldırmak
495
Phrasals
get at (someone or an animal)
v.
(birinin/bir hayvanın) üstüne çullanmak
496
Phrasals
giggle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kıkır kıkır gülmek
497
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
498
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca göz atmak/bakmak
499
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak/göz gezdirmek
500
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of at (someone)
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy